" ARKADASIMIN GAZINA GELDiM, MANKEN OLDUM "
Vehbi Dinçcan - Kenan Imirzalioglu'yla Röportaj, Aksam - 08/09 Temmuz 2000

'Miroglu ile ayni kisiler degiliz, Yusuf yüzyilda bir gelen kahraman. Efsanevi kahramanlarimiz vardir ya Köroglu gibi. Simdi de 21'inci yüzyilda Miroglu var. Onun gibi olmak çok zor, ama ailemden aldigim terbiye ve ahlak yapimin Miroglu ile benzesen bir tarafi var.'

Moda'nin eski Kadinlar Plaji olarak bilinen sirtindan Fenerbahçe Burnu'nu ve Kalamis'i seyrediyorum.

Yanimdaki genç yakisikli, karayagiz delikanliyla küçük bir sohbet ortami kurduk.

Elimle delikanlinin ensesine hani derler ya 'Koçum' gibilerinden dokunacagim. Bilegimi kavriyor.

'Aman abi... Canini yerim... Sakin kafami tutma...'

Sasiriyorum bir anda...

Bizim 'Deli Yürek' Yusuf Miroglu'nun en sinirlendigi seyi yapiyorum. Bilmeyerek tabii...

Etrafimiz kadinlar matinesi gibi!

Moda'nin sirtindaki, 'Bahçe Bahçe'de hanimefendiler aksam çayi muhabbetindeler.

Uzaktan göz gezdirmeler Kenan Imirzalioglu'na...

Yepyeni bir söhret Kenan...

1.90'a varan boy, 46 numara ayakkabi, bilegimi yakaladigindan biliyorum, kocaman eller...

Yigit görüntü, sert bir ifade, ama yumusak bir kalp...

Kim bu Kenan Imirzalioglu?

Nerden gelmis, nereye gidiyor?

Erkek erkege, biraz da hemsehri gibi, lafladik.

'Ben, Çiftçi Kenan'dim' diye girdi söze...

'Bugün Yusuf Miroglu'yum. Ama Kenan Imirzalioglu gibi yasiyorum özel hayatimda' diye ekledi.

Ufak bir gezinti yapiyoruz Imirzalioglu'nun hayatinda...:


Kenan Imirzalioglu kimdir?

Insanin kendisini anlatmasi zor tabii... Sevdiklerine ve etrafindaki insanlara sormak lazim. Kenan Imirzalioglu 1974'ün sicak bir yaz gününde Ankara'nin Bala ilçesinde dogdu. 18 Haziran dogumluyum. Ilkokul, orta ve liseyi orada okudum.

Best Model Of The World'da birinci olmasaydin ve hala dogdugun köyde yasiyor olsaydin ne yapiyor olacaktin?

Atiyorum okumuyor olacaktim, atiyorum bir bakkal çiragiydim belki de.

Bir çiftçi çocugu olarak dünyaya geldim, ortaokul ve liseyi Ankara merkezde okudum. Ailem köydeydi, ben teyzemin yaninda okudum. Ortaokulda çaliskan bir ögrenciydim, sonra lisede degistirdiler benim okulumu, bülug çagina denk geldi, ondan sonra dersler aksamaya basladi, liseyi bitirdikten sonra üniversite sinavina girdim, tabii o zaman haylazlik yaptigim için kazanamadim. Bir sene köyde kaldiktan sonra dershane için Istanbul'a geldim, üniversite sinavina girdim, Yildiz Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü'nü kazandim. Okulda okurken insanlar hep, 'Niye mankenlik yapmiyorsun, sen manken olmalisin' derlerdi, Murat Uncu diye bir arkadasim var, o 'Mutlaka mankenlik yapmalisin, Türkiye'nin en iyi mankeni olursun, tipin çok uygun' diyerek beni ciddi anlamda gaza getiriyordu, onun bende çok etkisi olmustur. 'Hadi gideyim bir ajansa' dedim, anlasma yaptim ve mankenlik yapmaya basladim, 95'te.

Sonra okul bu arada devam ediyor tabii. Esler dostlar bu arada yarismaya girmem konusunda beni yönlendirmeye basladilar, kafama girmeye çalisiyorlardi fakat ben kendimi hazir hissetmedigimi söylüyordum. Ve 1.5 sene bekledim yarismaya girmek için, Best Model Of Turkey'in elemeleri oldu, katildim ve 4000 kisi arasinda ilk 20 ye seçildim, sonra Türkiye finali oldu, orada birinci oldum, Best Model Of The World yapildi, oradada birinci oldum, ilk defa bir Türk erkegi olarak Best Model Of The World oldum.

Dizi çekmeye nasýl karar verdin?

Yarismadan iki ay sonra dizi teklifleri basladi. Gelen teklifler arasinda en çarpici olani yönetmen olarak da tercih ettigim Osman Sinav'in dizisi 'Deli Yürek'di. Onu kabul ettim çünkü karakterime de uygundu.

Digerlerinde yakisikli bir adam ariyorlardi. Ama Deli Yürek'te, Deli Yürek tipine oturacak o karakteri tasiyacak bir kisiyi ariyorlardi. Osman Sinav gerçek bir oyuncu ariyordu aslinda. Ona bunu bastan söyledim, 'Ben oyuncu degilim, nasil böyle bir seyi göze aliyorsunuz' dedigimde de bana 'Sana inaniyorum, sende o elektrik, o potansiyel var, yeter ki bu ise kelleni koy, git bir hafta düsün kararini ver' demisti. Sonra ben geldim ve 'Kellem sizindir, hemen baslayalim' dedim. 'Eger bu dizide oynarsam Yusuf karakterini ben mi oynayacagim?' dedim, 'Ben senin oynamani istiyorum' dedi. Diger projeleri geri çevirdim, dofru bir seçim yaptigimi da bugün görüyoruz herhalde.

Karakter olarak özel yasantinda Yusuf'la kendini ayni kefeye koyabiliyor musun?

Ayni kisiler asla degiliz, Yusuf bir kahraman zaten, yüzyilda bir gelen bir kahraman, bizim efsanevi anlatimlarimizda da vardir ya Köroglu gibi. Simdi de 21'inci yüzyilda Miroglu var. Onun gibi olmak çok zor, ama ailemden aldigim terbiye ve ahlak yapimin Miroglu ile benzesen bir tarafi var. Ama Miroglu, Best Model Of The World olmamis, mankenlik yapmamis, ben onu canlandiran bir oyuncuyum, o da Miroglu yani.

Özel yasantinda Miroglu karakteri çikiyor mu karsina, çünkü etkilenir insan?

Ciddi anlamda olmuyor, ben kendimi seven bir insanim, kendimle barisigim, nasil Miroglu'nun prensipleri varsa benim de var, o baska biri ben bambaska ama benzerlikler var tabii.

" IÇiMDEKi SANATÇIYI KESFETMEK ISTiYORUM "

Savas pilotu olmayi, F16 kullanmayi çok istedim. Ama ordunun stili bana uygun degildi. Hayatin programlanmis!

Bende biraz daha maceracilik agir basiyor, yani o kadar programlanmis bir hayati sevmiyorum

Sicak hava kendini iyice hissettiriyordu. 'Çaykolik' olan Kenan, ardi ardina demli çaylari içerken, laflamayi da sürdürdük.

Hayatinin incelikleri neydi Kenan'in... Bir iç geçirip basladi anlatmaya...

Miroglu ile nereye kadar gideceksin, bundan sonraki planlarin, hedeflerin nedir?

Dizi bittikten sonra yaz arasinda sinema çekmek istiyorum. Bu zaten benim oyunculugumun provasi, bir sinema filmi mutlaka çekecegim, bu dizi çekecegim sinema filminin bir provasi oyunculuk adina. Sadece kendi rolümü degil, diger arkadaslarimin rollerini de takip edip bir seyler kapmaya çalisiyorum. Osman Sinav da bu diziyi çok ciddiye aliyor ve çok ciddi anlamda çalisiyoruz, bazen 24 saat, 30 saat araliksiz çalistigimiz oluyor. Sinema mantigiyla çekiyor, ben de çok merakli ve istekliyim o konuda. Bu sinema projesini bekliyorum yani.

Dünya veya Türk Sinemasi'nda onun gibi olmak istiyorum dedigin bir isim var mi?

Jack Nicholson'i begeniyorum. Beni etkiliyor ama 'Jack Nicholson gibi olayim' diyemem, içimdeki Jack Nicholson'i nasil çikartirim mesele orada. Hiç bir mankeni de örnek almadim, kendi tarzimi çikartamazsam hiçbir konuda basarili olamam ki zaten.

Ailenden uzaktasin, senin için zor olmuyor mu?

Anne-babadan uzak olmaya alistim. Çünkü orta ve liseyi ayri okudugum için artik bir zorluk çekmiyorum uzakta. Ortaokulda çok zorlanmistim, çünkü ailemden dört gün bile ayri kalmamistim o yasa kadar. 13 yasindaki bir çocugun ailesini dört ay görememesi inanilmaz zor bir sey. O zorluklari atlattiktan sonra su anki durumum bana zor gelmiyor.

Babanla çiftçilik yaptin mi?

Tabii yaptim. Traktör kullanirdim, biçerdöverlerle falan o sicakta harmani kaldiriyorsun... Beraber tarlayi ektigimiz de oldu, ilaç yaptigimiz da oldu.

Gidiyor musun köye zaman zaman?

Köy benim negatif enerjimi aliyor, topraga baktigim zaman rahatliyorum.

Annen demiyor mu, 'Ne zaman evleniyorsun'?

Allahtan abimi evlendirdik, o ates biraz söndü tabii.

Evde ne gibi isler yapiyorsun?

Evde ise pek firsat kalmiyor. En fazla çay yaparim; çünkü çayi çok seviyorum. Her yerde içtigim çayi begenmiyorum, evde benim özel harmanim var, çayi inanilmaz seviyorum. En sevdigim içecek çay.

Müzik setimin tozunu alirim mesela, benim için özel bir sey, müzik dinlemeyi sevdigim kadar müzik setimi de çok severim, hatta eve gelip giden kisilere suna buna dokunmayin, gerisini ne yaparsaniz yapin diyorum.

Eve gelip giden kisiler olarak kimi kastediyorsun mesela?

Yani çocuklu olan akrabalari, yegenlerimi falan...

Gönlünde olan bir insan var mi?

Gönlümde olsa yanimda da olurdu.

Kendini özgür hissediyor musun?

Sanirim zaman zaman sunun korkusu oluyor, ya mesela bundan iki yil önce hayatta yapilabilecek her seyi yapabilirdim, bir balikçi da olabilirdim, pazarda limon da satabilirdim, midye de satabilirdim. Ama bundan sonra bunlar yok hayatimda. Belki iki sene önceki hayatimda da yapmayacaktim ama net olarak belli seyleri yapamazsin artik. Belli özgürlüklerim elimden alindi.

Hani çocuga sorarlar ya büyüyünce ne olacaksin diye, sen ne olmak isterdin?

Ben savas pilotu olmayi, F16 kullanmayi çok istedim. Ama ordunun stili bana hiç uygun degildi. Üç yil sonra tegmen olacaksin, ondan sonra dört yil sonra üstegmen olacaksin, alti yil geçtikten sonra albay olacaksin. Hayatin programlanmis! Bende biraz daha maceracilik agir basiyor.

Özel hayatini programlamadan mi yasiyorsun?

Hayir, hayatini sen degil, üsttekiler programliyor.

Sen buralara mankenlikten geldin, podyum camiasina nasil bakiyorsun?

Çok dogru. Mankenligi manken olanlar diye bir ayrimla degerlendirirsek, bir Deniz Pulas, bir Ebru Ürün'e bakmamiz lazim. Onlar ne kadar yanlis seyler yapmislardýi ki özel hayatlarinda. Ve bunlar bence ciddi anlamda mankenler. Kendilerine de saygi duyuyorlar, mesleklerine de saygi duyuyorlar. O yüzden saygin yapilan her meslek saygindir, mankenlige de saygi gösterirsen çok saygindir. Bu isi saygin yapanlar zaten aradan sivrilip siyriliyor, o manken diye tabir edilen bazi kisiler de baska isler yapan kisiler bunu herkes biliyor.

Mankenlige dönüsün olacak mi?

Mankenligi birakmadim ki dönüsüm olsun, özel isler olursa yine çikarim.

Sporla aran nasil?

Arada kendime biraz zaman ayirabiliyorsam basketbol oynamaktan büyük keyif aliyorum. Lisede basketbol oynuyordum. Boyum 1.85 olunca hemen biraktim basketbolu . Boyuma göre kiz yoktu. Simdi daha da uzunum. Oyuncu olarak degil ama izleyici olarak futbolu seviyorum. Galatasaray taraftariyim...

Müzikle aran nasil?

Türk Sanat Müzigi ve türküleri çok seviyorum. Yabanci müzikte de rock, blues ve cazi seviyorum.

Imirzalioglu soyadi nerden gelmis?

Mirza, 'bey' demek. Sehzade oglu demek. Mirzalioglu imia aslinda. Yani beyin oglu gibi. Daha sonra Anadolu'da hani 'Irecep' derler ya, onun gibi 'Imirzalioglu' olmus soyadimiz.

Sümbüller, kokusuyla ihlamur ve hanimeli eslik etti sohbetimize...

Aklimda bir soru kalmisti...

Zeynep Tokus'la yasadigi beraberliginden küçük bir dedikodu gelmisti kulagima...

'Deli Yürek', 'Yusuf Miroglu' veya 'Kenan Imirzalioglu' sert bir erkek miydi?..

Maço degil, kirici, sert veya kadin döven?

Söyle bir süzdü beni...

'Abi agzindaki baklayi çikarsana' dedi.

'Sen Zeynep'i dövmüssün.'

'Ben mi?' derken, yüzü hayretle gerilmisti.

'Evet dövdüm! Hem de agzini burnunu kirdim. Elimden bir ordu alamadi. Hemen ertesi gün de sette kamera karsisina çikti Zeynep! Hani ben döverim, ama iz birakmam. Yok böyle bir sey... Insanlar kendi söylediklerine inaniyorlar. Aklim almiyor, inanamiyorum'

Bir hayli üzüldü Kenan... Hafif sesle lanet okudu.

Ünlü olmanin zorluklarini bir kez daha anlamisti.

'Isimle ilgileniyorum' dedi. Dedikodular onu da bunaltmisti anlasilan...

Veda ederken;

'Amerika'dan bir sey ister misin?' dedi.

Seyahate Amerika'ya uçuyordu.

Dönüste yine 'Deli Yürek'e baslayacagini hatirlatti


| MP3Wallpaper | Röportaj | KöseHaberReplik | Miroglu Silah Resimleri | Siirler | Kusçu'nun Sözleri |

[ Röportaj Anasayfa

.